Profile
Blog
Photos
Videos
GÜN 45, Günlerden Pazartesi:
Sabah 07.30 da uyandık.
Aslında ben zaten uyanıktım.
Dün gece hiç uyuyamadım.
Bir kahve içtik ve Piet'le helalleşerek ayrıldık.
Artık Datça'da görüşme sözü verdik.
Ben, Şahbazı, bulma krizlerini yaşadım.
Eh şehir bu kadar büyük olunca, aracı nereye koyduğunu hatırlamıyorsun.
Zar zor buldum.... sonra da Ayşe yi buldum .
Nasılsa yola koyulduk.
Önce, Bruxelles i hedeflemiştim.
Yolda Paris e gitmeye karar verdik.
Çok rahat bir yolculukla, 350 km yaparak kampımızı bulduk.
Dikkatinizi çekerim :
Kamp burnunun dibinde iken, bizi başka yerlere göndermek isteyen ahmaklara da rastladık tabi.
Adres sorma konusunda, çok kuşkucu olmanız gerek.
İnsanlar da , uydurma sorunları var.
Yanıtsız bırakmama adına, alakasız yerlere gönderme sevdası var.
Zamanla doğru ve yanlış bilgiyi çıkaracak bir meleke geliştiriyorsunuz.
Bir de Fransızca bilmiyorsanız resmen yandınız demektir.
Aman dikkat ...
Meraklısına adres:
http://www.campingleparc.fr/campsite-france-paris.html
Yerleştikten sonra, alış veriş damarlarım kabardı ve 10 km mesafede Carrefour a gitmeye karar verdim.
Gidiş çok rahat .
Tak diye kapısına gittim.
Dönüşüm muhteşem olacağı yerde, bir felakete dönüştü...
Zira Carrefour ve benzer AVM lerin bulunduğu bu yöre, bir çok otobanın buluştuğu bir kavşak noktası.
Dönüş otobanını bulmak, bu kadar kavşak içinde kolay olmadı..
MIO ya kamp noktasını işaret etmemişim.
Paris otobanlarında ,yarım saat turladıktan sonra ,aracı bir benzinciye çektim ve sadece düşünerek, nerede olduğumu kestirmeye çalıştım.
Biliyorsunuz ki, otoban çıkışını şaşırdın mı? bir daha ki çıkış, en azından 10-15 km ileride ..
Zihnimdeki GPS çalışınca, nerede olduğumu kestirmeye başladım.
Azimle yola çıktım ve hiç hata yapmadan, geri dönüp kampı buldum.
Bu da bağa ders olsun.
Biz ettik siz eylemeyin :
Vardığınız yeri mutlaka GPS hafızasına alınız.
Aksi halde benim gibi bu kadar kavşakta yavşak olur,başıboş,avara kasnak dolaşmaya başlarsınız.
Aklınıza güvenmeyiniz, her an ihanet edebilir ..
Akşam çok güzel bir sofra kurduk.
Yemek ve müzik çok iyi idi.
Votka-Cola ile uçtuk.
Ayşe içkiyi biraz kaçırdı galiba .
Sonuna doğru tatsız bir hava esince, acilen ortalığı toparladım yatmağa karar verdim.
Gelelim Çanakkale'li Paris in hikayesine:
Paris,Troia kralı Priamos ile Hekabe'nin oğlu.
Brad Pitt gibi bir oğlan ...yakışıklı ...havalı..
Babası ,öldürebilir diye annesi tarafından Çanakkale ormanlarına kaçırılıyor..
Buralarda çobanlık yapıyor ..
Aynen Süleyman Demirel gibi..
Çok kuvvetli olduğundan onu Aleksandros diye çağırırlardı.
Yunanlı Helena'ya olan aşkı, kendisinin ve ülkesinin sonunu hazırlamıştır.
Helena'ya aşık olması ve onu kaçırması üzerine, iki ülke arasında gerçekleşen Truva savaşı 10 yıl sürmüş.
Zaman zaman, kazanan taraf değişse de, çoğunlukla durum berabere gitmiştir. Sonunda, içine gizlenmiş askerlerin bulunduğu, Truva Atı şehre alınır.
Gece geç saatte, askerler, attan çıkarak kapıları açarlar.
Yunan ordusunun içeri girmesini sağlarlar.
Bu sırada Paris ,Yunan savaşcı Akhillus'u (Aşil) topuğundan okla vurarak öldürür. Rivayete göre,Paris ,savas sırasında Truva'nın düşmesine sebep olacak kehanetlerden birinin gerçekleşmesi sonucunda hayatını kaybetmiştir
Otopsi raporu şöyle :
Herakles "Heranın kanı" olarak bilinen zehirli okla, Paris'in omuzunu sıyırıyor.. vucuda yayılan zehir ölüme sebebiyet veriyor.. eden bulur dünyası ...
Helen'de Menelausla birlikte, Spartaya geri dönüp hayatına devam ediyor..
Yani, yorgan olan, Helen gidince kavga bitiyor...
Aineas ve Truva'nın önde gelenleri batıya kaçarak Etrüksler'i oluşturuyorlar.
Bugünkü Roma şehrini kuruyorlar..
Bak sen Allah'ın işine ...
Romalılar yatsınlar kalksınlar Çanakkale'li Paris'e dua etsinler.
.Paris:Fransa'nın başkenti ve Île-de-France bölgesinin merkezidir.
Sen Nehri'nin üzerine, Paris Havzası'nın ortasına kurulmuştur.
Paris'te ikamet edenlere Parisien(ne) diye hitap edilir.
Tüm dünyada anıtları, sanatsal ve kültürel yaşamı ile bilinen Paris, aynı zamanda dünya tarihinde önemli bir şehir.
Başlıca ekonomik ve politik merkezler arasında yer almakta ve uluslararası taşımacılığın geçiş noktalarından birini oluşturmaktadır.
Moda ve lüksün dünya başkentidir .
"Işık Şehir" (Ville de Lumière) diye de anılmaktadır .
20. yüzyılda şehir sınırlarının dışına taşarak büyümüş ve banliyöleriyle birlikte 2007'da 12,1 milyonluk nüfusa ulaşmıştır.
Paris şehrinin özlü sözü Latince "Fluctuat nec mergitur" yani "Sallanır ama batmaz" (Fransızca: « Il est battu par les flots sans être submergé »).
Şehrin armasındaki "Scilicet" yani gemiyi anlatmak için kullanılır.
Bu gemi Ortaçağ'da şehri yöneten güçlü "Gemiciler" (Nautes) ya da "Su tüccarları"nın kurduğu birliği sembolize eder.
Şehrin koruyucusu, 5. yüzyılda Attila'yı şehri yıkmaması için ikna ettiğine inanılan Azize Geneviève'dir.
Attilla nereden çıktı demeyiniz ..
O dönemlerde pasaport vize numaraları yoktu ...
Kısaca Paris hemşehrimiz olur ..Kaç Paris li haritada Çanakkaleyi gösterir bilemiyorum ama durum budur ...
Hergün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli
http://www.youtube.com/watch?v=e6MdIrdW4m0
Şu anda Hava Durumu :
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/www/global/stations/07157.gif'
Bugün katedilen Km: 388 Kümülatif :8745
- comments