GÜN 32,GÜNLERDEN SALI:

Yağmurlu bir sabaha uyandık…
Nereye kaçışacağımızı şaşırdık..
Oradan, buraya, uçarak kahvaltımızı ettik.
Biraz oyalandık ve kapalı bir mekanda
Bulunmak aşkına, Internet yaparak Dünyada neler olduğunu izlemeye
çalıştık.
Öğleni öğlen ettik ve havadan olacak canımız sıcak bir çorba
istedi…
Hazır "instant"  çorbalar harika …sıcak suyu boci ediyorsun ..biraz tuz,
biraz biber, o benim işte…
13:30 gibi, yağmurlu bir ortamda yola çıktık ve Carpentras’ a vardık…
Burası Vaucluse yöresinin en büyük kentlerinden biri..yaklaşık 30.000 nüfusu var…
MÖ 5 yılında, kelt kabilelerinin kurduğu bir yer burası…
Marsilya'yı kuran Foça’lı hemşehrilerimiz
Buradan bal,buğday ve keçi alırlarmış… (Keçi yi tam anlamadım...bizim Foça da keçi mi yok ? )
Fakat şehrin ratingi 14 yy da papalar döneminde yükselmiş…
Carpentras ,özellikle ,Fransa’dan kovulan Yahudilerin, vahası haline gelmiş…
Kentte Romalılar döneminden günümüze gelen bir çok eser mevcut ,daha sonra bunlara orta çağda inşa edilen eserler katılıyor.
Avrupa’nın en eski sinagogu ( 1367 ) burada yer alıyor…
Sadece bu gösterge, kentin hoşgörü sınırını göstermeye yeterlidir sanıyorum…
Kentteki Roma dönemi eserleri, beni
düşündürüyor..
Yahu bizim Osmanlı niye böyle numaralar yapmamış diye …
Bu kadar yıl Viyana kapılarına kadar dayanmışız ama toplasan kalıcı eser, iki elin
parmağını geçmez…
Lütfen bana hamamları ve fetih için gerekli olan köprüleri falan
saymayınız ..
 Doğru dürüst kalıcı eserden bahsediyorum…üzülüyorum..
O dönemde, egemen bir devlet olarak, daha sonra hayranlıkla hatırlanacak şeyler yapabilirdik …neyse gelecek sefere inşallah …
 
Aşağıda kenti daha iyi hissedelim diye küçük bir video hazırladım....
 
 http://www.youtube.com/watch?v=UgcA46RjcfI


Şimdi istikamet Orange …