Profile
Blog
Photos
Videos
GÜN 2 günlerden Perşembe
Dün bayağı yol yapmışız.
Otelimiz Cilchy yakınlarında 17 de .
Paris 18 bölgeden meydana gelmiş bir kenttir.
Merkezden başlayarak bölgeler salyangoz modeline göre içten dışa doğru numaralanmaktadır.
Güzel uyumuşuz kalktık bir güzel kahvaltı ettik.
Bildiğiniz üzere, Paris dedikleri ,bizim Çanakkale'li çoban kardeşimiz..
Eski Yunan efsanelerinde yer alan "Üç Güzeller" öyküsünün kahramanı Paris,Truva Kralı Priamos'la karısı Hekabe'nin oğludur.
Paris doğmadan önce annesi Hekabe korkulu bir düş görür.
Bu düşü kötüye yoran falcılar, doğacak çocuğun Truva'yı yıkıma uğratacağını söylerler.
Bunun üzerine bebek doğar doğmaz, babası Priamos onu bir uşağa teslim eder; ölmesi için İda Dağı'na bırakmasını buyurur.
Issız dağda küçük Paris'in yabanıl hayvanlara yem olması işten bile değildir.
Ne var ki, çocuğu çobanlar bulur, alıp büyütürler.
Yakışıklı ve yiğit bir delikanlı olan Paris'in sonradan kim olduğu anlaşılır ve ailesi onu yanına alır.
Bir gün tanrılar kralı Zeus, Paris'i Hera, Athena ve Afrodit adlı üç tanrıçadan en güzelini seçmekle görevlendirir.
Ona, en güzel tanrıçaya verilmek üzere altından bir elma uzatır.
Anında rüşvet alır başını gider.
Tanrıçalardan her biri, kendisini seçerse Paris'e değerli bir armağan vereceğini söyler :
Hera Avrupa ve Asya krallığını;
Athena Truvalılar'ı Yunanlılar'a karşı zafere kavuşturacak ordunun komutanlığını;
Afrodit ise dünyanın en güzel kadınının aşkını vaat eder.
Sonunda Çanakkale'li Paris altın elmayı bizim Datça lı Afrodit'e sunar.
Gönül bu, her yere konuyor ....
Afrodit, Paris'i Sparta Kralı Menelaos'un Yunanistan'daki sarayına götürür.
Bu sarayda dünyanın en güzel kadını ( kaç tane dünyanın en güzeli var ben şaşırdım ), Menelaos'un karısı Helen (Truvalı Helen) yaşamaktadır.
Kralın saraydan uzaklaştığı bir günü kollayan zamparanın önde gideni Paris, fırsattan istifade Helen'i kaçırarak Truva'ya, babasının sarayına getirir.
Yunanlılar Helen'in geri gönderilmesini isterler.
Truvalılar bu isteği yerine getirmeyince de Truva Savaşı çıkar.
Paris savaş sırasında Menelaos'a yenilmek üzereyken, Afrodit onun kaçmasına yardım eder.
Daha sonra Paris'in fırlattığı zehirli bir okla topuğundan yaralanan Yunanlı kahraman (Brad Pitt ) Aşil ölür.
Çok geçmeden ölümcül bir yara alan Paris'in de yaşamı son bulur.
10 yıllık korkunç bir savaş Truva'nın yerle bir olmasıyla sonuçlanmış,
Hekabe'nin düşü gerçekleşmiştir.
Vaziyeti öğrendiniz..
Hep dram ...hep dram....
Bu filmin tamamı bizim arazide geçiyor ama ödülü Paris şehri alıyor ...
Kahvaltıdan sonra toparlandık ve Clichy meydanından Metro'ya atlayıp İnvalides te indik.
Hava puslu ve bizim tabirimizle "pis"..
Paris'te olmaktan mutluyuz .
Paris in en baba köprülerinden Alexander III ü geçtik.
Burası çok hoş bir yer…. Büyük saray-Küçük saray, Hotel National des İnvalides,Meclis ve buluşlar müzesi hep burada .
Biraz dolaşıp resimler çekildi ve Tour Eiffel'e yürümeğe başladık.
Yolda giderken roman kardeşlerimiz tesadüfen !! yerde bulduklerı yüzükleri bize satmak istediler .
İlk numara neşeli ama bir günde 4- 5 yüzük bulunmağa başlayınca kendilerini daha yaratıcı olmaları konusunda uyardım.
Bizim Türkiye'den geldiğimizi hatırlattım ...ne dediğimi çabuk anladılar.
Eiffel in önünden Seine nehri kıyısında Bateaux Mouche dedikleri ( sinek gemiler ) le Seine üzerinde dolaşıp tüm köprüleri görmek mümkün .
Tekne Notre Dame'ın oraya kadar gidip dönüyor.
Daha önce bu turu yapmış olmamıza rağmen tekrarında beis görmedik.
Döndüğümüzde Alma köprüsünden ,Seine 'i geçip Chaillot sarayından Trocadero'ya kadar yürüyerek çıktık.
Eiffel 'in en güzel poz verdiği meydan burasıdır.
Burada resim çektirmeyenleri Paris polisinin tutukladığı rivayet olunur.
Oradan Cafe Kleber'e uzanıp Paris' i yavaş yavaş hissetmeğe başladık.
Biraz daha dolanıp metromuza binip otelimize döndük.
Biraz dinlenelim dedik.
Hava karardığında yürüyerek Place Clichy'e geldik ve rüyalarımıza giren ünlü midyeci Leon'un dükkanına daldık.
Şaraplar ve deniz mahsulleri patlayana kadar yendi ve hazmetsin diye otele yürüyerek dönüldü.
Bu günümüze dair küçük bir video :
http://tripwow.tripadvisor.com/tripwow/ta-00a2-09f6-cc91?lb
- comments
ulker Macitci?im bu Churchill heykeli 2000 y?l?nda dikildi kraliçe Paris"e geldi....biz de oradayd?k.....
traveloturc Görüyormusun Sevgili Ülker ,nereden nereye ???