GÜN 39,GÜNLERDEN SALI:







Sözde bugün, Grimaud plajında yanacaktık …
 Kara ve ağlamış suratlı bir hava, üstelik bayağı soğuk esiyor..
 Rüzgar diyor ki sen bu yanma işini unut…
Ayşecik bunların Cote D'azur havasına sitemler yağdırıyor …
Sitemleri, "Kurban olun siz bizim"…diye başlayan konuşmalar izliyor …
Çaresiz ,ortalarda vakit geçirdik .
Öğle yemeğinden sonra Ayşe kalıp dinlenmeye karar verdi. 
 Ben kafama Frejus 'ü takmışım.
 Yola çıktım ve rahatça merkezdeki parka park ettim.
Frejus’un nufusu, 1 yy da şimdikinden fazlaymış.
Kusura bakmayınız ama bu Roma imparatorluğuna giderek gıcık olmaya başladım…içten içe kabaran bir haset boğazıma hücum etmeye başladı..
Ulan topu topu 500 yıllık bir imparatorluğunuz var ..
Nereye gitsem mutlaka karşıma çıkıyorsunuz ve kör gözün parmağına, mutlaka gözüme bir şeyler sokmaya çalışıyorsunuz..
Biz ki sizden 1000 yıl sonra geldik ,sizlerden bir şeyler esinlenmemiz gerek di mi ? 
Tık yok…
 600 yıl neredeyse aynı coğrafyada at koşturmuşuz…
Bir kaç tane gecekondu irisi hamam ve ordunun rahatça geçmesini temin için inşa edilmiş bir kaç köprü dışında performansımız sıfıra yakın .. 
 Nereye gitsem sizden bir şeyi bana gösteriyorlar…
 Kendi ülkemde bile …
Bu açıdan bakılınca, bizim Topkapı sarayı, şerefsizim gecekondu gibi kalıyor sizinkilerin yanında..
 Adamı eziyorsunuz beaaa….
 Sinir oluyorum heriflere…
Bu Frejus’ta Roma şehirlerinin kıralı gibi duruyor..
 Şehri kuşatan surlar bile o dönemden…
 Liman olarak, dün ziyaret ettiğim St Raphael ‘in hemen yanındaki plaj ve deniz kıyılarından yararlanıyorlarmış..
 Burası Roma’lıların tatil yerlerinden biri imiş..
Şimdi lütfen düşününüz bir tarafta bizim Antakya Harbiye veya Defne tatil yeri ....
 bir tarafta Frejus…vay vay vay…
 Etkileyici bir İmparatorluk ve kültür...
Şehir, İspanya-İtalya yolu ,Aurelius highway'i üzerinde yer alıyor…
Tarihteki adı Forum Julii yani Julius’un Pazarı…
Kentteki, Roma döneminden kalma, 10.000 kişilik Amfi tiyatrosu, Nimes ve Arles kadar yeni durmasa bile ,Belediye onarımını yüklenmiş ( bolca beton döküyorlar ) ve yakın bir tarihe kadar boğa güreşleri ve Rock konserlerine ev sahipliği yapmış.
Kuzeyde Roma Tiyatrosu ( biraz önceki amfi tiyatro ile karıştırmayınız …bu başka ) sanat etkinliklerinde halen kullanılıyor ..
Şehre su getiren 40 kilometrelik Aqueduc ( su kemeri ) halen görülebiliyor ..
Gel de şu Roma’lılara bozulma ..
Biz Sultanahmet’te eski Osmanlı evlerini tutamıyoruz... 
Herifler 1 yy dan su kemerlerini hala koruyorlar…
Kent orta çağda da ağırlığını korumuş ve Episcopal katedral hala tüm haşmetiyle ayakta duruyor.
Aynı şekilde,Belediye binası,Vaftizhane olarak hala kullanılıyor..
Vaftiz hanesinin Fransa’nın en eski binalarından biri olduğu söyleniyor..( 4-5 YY)
Arkada yer alan Gothic Katedral 10 yy dan..
Bir hayli tahribat görmüş olmasına rağmen ,1200 resmin 400 ‘ü halen hayatta…
 Kentte Roma ve orta çağdan kalma 29 eser yer alıyor …
Aracımı almak için meydanda ki parka döndüm.
 Çıkış noktasına giderken, önümden giden bir kadın ,sadece kendisinin bileceği nedenlerle ,aniden çıkmaktan vazgeçerek, Mercedesini kaldırım üzerine park etti.
 Beni görmesine rağmen kilitleyip gitmeye kalktı..
 Korna ile uyararak ,çıkmak için oradan geçmek durumunda olduğumu kibarca belirttim..
Sinirli el kol hareketleri ile yanıt alınca ..
Eyvah ki ne eyvah !!!
Anacığımın, istikrara dayalı, sürekli dayakları sayesinde ,öğrenmek zorunda kaldığım Fransızcam aniden dile geldi ( sana minnettarım Anacığım ) ..
Gürül gürül akıyorum…
Vücut dilim söylediklerimi destekliyor...
Artık neler söylediğimi tahmin edin .....zira yanda Petank oynayan Fransızlar bile oyunu bırakıp vaka mahalline geldi…
Bir kısmı "kadın milleti" diye beni teselli ederken, bir kısmı sinirli kadını zorla Mercedesin içine tıkıp ,bana yol vermesini sağladılar..
Yolda düşünüyorum..
 Nasıl olur ? 
Benim minibüsün, onun tıkadığı yoldan geçmesi pratik olarak imkansız...
Herhalde, kadın benim plakaya bakarak kendine hak gördü diye düşünüyorum..
Benim sağ kaldırım üzerine çıkarak ,onun aracını bıraktığı yerin yanından geçmemi bekliyordu zahir..
Kadın donandı ....
Bu kadar giydireceğimi aklının köşesinden bile geçirmediğine eminim...
Her neyse dönüş yolunda, Geant dedikleri Dev Carrefour mağazasına uğradım.
Maksadım telef ettiğim lambayı almak..
Geant ‘ta yok yok.... 
Fakat içinde mum yanacak korunaklı lamba ,yok…
Satıcıların,rüzgarda sönecek modelleri satmak gayretinden bezdim...
Vazgeçtim ve kampa yöneldim..
 
Kenti kapsayan küçük bir video hazırladım aşağıda....
http://www.youtube.com/watch?v=kQSNVLzFt8c

Frejus 'da şu anda hava :
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/english/global/stations/07680.gif'