GÜN 31 GÜNLERDEN PAZARTESİ

Doğrusu aklımız Remy de kaldı... ama artık Avignon üssümüze dönme zamanı gelmişti.
Kampa döndük .....henüz rahata ermişken ......ahmak ıslatan bir yağmur başladı ...
Dura kalka devam etti ..Ayşeciğim güzel bir yemek hazırladı...
Ben Rakı, Ayşe Rose üzerine güzelleme yaptı..
Sanıyorum ki bu aşamada, bu "Yemek" meselesine açıklık getirmeliyiz.
 Efendim bizler ( Ayşe +ben) kamplarda üslenmiş klasik kampçılardan çok farklı bir fraksiyonu temsil ediyoruz..
Avrupa'da kampçı olarak tanımlanan kişi...bir yıl önce planlamış olduğu bir yere vararak tam anlamıyla "üs" kurar.
 Evlerini, karavanlarda taşımaktadırlar.
Türkiye'de kampçı milleti, aynen motosikletçiler gibi geniş toplum kesimi tarafından makbul sayılmazken,Avrupa 'da normal gezi / tur ve dahi cruising aşamalarını tamamlamış, genellikle varlıklı sayılabilecek bir kesimin yaşam biçimidir, bu kampçılık illeti...
Ne var ki, bu tür kampçıların çoğu bir yere vardıklarında adeta çöküyorlar ...
Orada en az 20 gün kalarak, ağır aksak etrafı ziyaret ediyorlar ve bulundukları araziye yayıldıkça yayılıyorlar...
Evi, tatil yerine taşıdıkları için ,son derece lüks diyebileceğimiz tekerlekli villalarda ,ev yaşamı aynen sürüyor ...
sabah kahvaltılar hazırlanıyor ...evin çocukları ( ortalama 2 ) bulaşık kaplarını yükleniyorlar ,ellerde deterjanlar ve kurulama bezleri ile bulaşık yıkama mahallinde son derece fazla "gürültü" imal ederek geri geliyorlar...
 Evin kadını ,temizliğe başlamıştır bile...halıların tozu alınıyor ,camlar siliniyor ...varsa kedi köpek besleniyor...en güzeli şimdi geliyor ...
 Bu hareketli villalarda haliyle tuvalet ve duş'ta var..
Tuvalet işini çözümleyen, 4 kişinin ürünleri,evin reisi tarafından özel bir takım aletlerle araçtan sökülüyor ve pazar çantası gibi çekilebilen dışkı kutusu, 15-20 metre ilerde özel bir boşaltma yerine naklediliyor.
Antrenmanınız az ,biraz beceriksiz ve sakarsanız ,elbette ,telafisi zor olan bazı facialar da yaşanmaktadır.
Böyle bir faciaya sebebiyet verirseniz, etrafın düşmanca ve sizi küçümseyen bakışlarına da hazırlıklı olmanız gerekir... 
Acaba niye karavanın içine etmek yerine ,15 m ilerde yer alan, olağanüstü temiz ve hijyenik tuvaletlerde bu işlerini görmüyorlar diye ben, her seferinde hayret ediyorum...
Bu kampçılığı bir türlü anlayamayacağım...
Öğlene doğru evin reis,i Kamp marketine uğrayarak, öğlen yemeği malzemesini satın alıyor ve haliyle malzemenin ayıklanması,yemeğe hazırlanması ve pişirilmesi geri kalan nüfusa düşüyor...
Unutmadan söyleyeyim ,sofrayı da birinin hazırlaması gerek...
Avrupalılar nereden baksan Avrupalı......bu tür ayak işleri, çocuklar tarafından biraz surat asılarak fakat eksiksiz olarak yerine getiriliyor ...
 İş birliği ve dönmeli iş bölümü teknikleri ayrıca kullanılıyor...
 Bugün sofra kuran ,yarın sofrayı kaldırıyor vs vs...
Yemekten sonra ,bu kez yağlanmış olan bulaşıklar, sabah ki yöntemle bulaşık yerine taşınıyor ..
Çok çocuklu aileler, küçük bulaşık dağlarını ha bire bulaşık yıkama alanlarına taşıyıp duruyorlar..
Öğleden sonra, çocuklar, kamp deniz kıyısında ise denize... hayır kampın içinde havuz varsa havuza gidiyorlar ..
 Anne çamaşır yıkamadığı günlerde kitap okumaya çalışıyor ...
Erkek ise, daha sonra mutlaka usta bir tamirci tarafından tamir edilecek bir şeyi bozmakla meşgul oluyor...
Akşamüstü yine yemek muhabbetleri ,yine bulaşık aktiviteleri ...
Biliyorum çok uzattım ama aranızda gitmemiş olanlar varsa bu kamp ne menem bir şeydir onu benim gözlerimle anlatmaya çalışıyorum.
Ayşecikle bunları inceledik ve "yalın kampçılık" yapmağa karar verdik .
Nereden baksanız, atalarımızın bir göçebe kültürü var elbette..
Bu demektir ki, bizim bir yerde durmamız ile yerleşmemiz sadece 1, tembel olduğum günlerde 2 dakikadır ...
2 portatif sandalye bir portatif masa açılır.
 Araç elektriğe bağlanır,
Varsa etrafta ki iki ağaç arasına çamaşır ipi çekilir...hepsi bu kadar..
 Bu noktadan sonra Ayşe devreye girer .....elektrikli cezve ile kahvemiz yapılır ve höpürdetilir.
 İskemlenin ayaklarının birinde çöp torbası bağlıdır ve tüm çöpler tek bir yerde toplanır ...
Yemek dediğimiz şeylerin alayı hazırdır.
Yemek yapılmaz ......yapmaya da gerek yok 
Zira Avrupa'da yemek, Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar ucuzdur.
Gidersin gözünün kestiği bir alışveriş merkezine ...ne istiyorsan alırsın ...çorba istiyorsan su kaynatman yeter ..
Yemek ,plastik tabakta yenir ve yemek sonrası çatal bıçak kaşık dahil hepsi çöpe atılır.
Bulaşık yoktur...deterjanı yoktur...kurulama bezi yoktur ...
Tek bulaşığımız, kahve fincanlarımızdır...
Artan bir şey varsa araç içi küçük buzdolabımızda saklamak mümkün..
Sabah, bir "kahvaltı ünitemiz" var..
 Kahvaltı için tüm gerekler bir tek yere toplanmıştır ve iş bitince, aynı ünite araç içindeki yerini alır ...
 Hepsi bu kadar ...
 Hepsi bu kadar olunca, tabi bize gezecek zaman kalır.
 Bu işleri çok incelemiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum...
Aracınızı park kolaylığı yaratacak büyüklükte seçiniz..
 Kapalı parklara girebilsin...
 Boyu 2M altı olsun..
 Araçta küçük bir buzdolabı,bir müzik tesisatı bir GPS olsun. 
 2 kişinin rahat yatacağı bir yatak olsun ...
 hepsi bu kadar...mutfak gerekmez...lavabo gerekmez...su tesisatı gerekmez..
 Bunların en güzelini gittiğiniz kamp size temin eder ...
Klasik kampçılığı gömünüz...Yerel olanaklardan yararlanınız...
Biz bu yolu izledik ve çok mutlu olduk ...haberiniz olsun ...
Tabi bu bizim tercihlerimizin bir sonucudur ..
Hayır ben gittiğim yere, yayılırım da yayılırım ve evimi kırsala taşırım diyorsanız..
Allah yolunuzu açık etsin ...  


Avignon' da şimdi hava durumu :
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/english/global/stations/WLFMV.gif'
   


GÜNÜN ÖZETİ

GÜN KM:64           KUMULATIF KM:4917
  
ORT HIZ:26

MAX HIZ:87

TOPLAM SAAT:2:20

SÜRÜŞ SAAT : 1:50

YAKIT : 1,33 L/E