Profile
Blog
Photos
Videos
GÜN 6,GÜNLERDEN ÇARŞAMBA:
Güzel bir kahvaltı yaptık..Ayşe Romen garson kızla, bayağı romence anlaşıyor...Kahvaltıdan sonra toplanıp şehre vurdum kendimi...Ayşe otelde kalıp dinlenmeğe karar verdi...Oxford Circus'te indim.Eski alış veriş krizlerimin yaşandığı yerler ,pörsümüş...demode olmuş...eski heyecanlardan eser yok...İlk çocuğum ve kızım Defne'ye ,çok az imkanlarla güzel bir şeyler almağa çalıştığım Mother's Care gibi mağazaların yerini, iletişim devleri almış...Ruhsuz ve boş mağazalar...O tarihler çocuk padlerinin, ingiltere'den Türkiye'ye taşındığı yıllardı...
Beynimi karmaşık düşünceler kemiriyor...Artık çocuk padlerini yabancı ülkelerden almıyoruz fakat gelir dağılımında ki bozukluk,eğitim düzeyinin düşüklüğü,bir türlü barış içinde yaşamayı beceremeyişimiz....hepsi gelip beynimi bombalıyor...
Dışarıdaki yağmurun farkına bile varmadan başıboş dolaşıyorum..Yürüyerek Totenham Court Road'a geldim.Burası eskiden Londra'nın Doğu bank ile Tahtakale karışımı bir yeri idi..Shure pick up iğneler,5 li audio mixerler,Dev Basf teyp bandları ve bavula tıkşıtırabileceğimiz...Mission hoparlörler buradan alınırdı..Ağzımın suyu akarak 2 . el tesisatlara bakıp yalandığımız yıllar..O tarihte Türkiye'nin fiyatları bunlara göre uçuk sayılırdı..Türkiye'nin, el radyosunu yurda sokmadığı yıllar bunlar...Gümrükçülere türlü şaklabanlık ve çakallık gösterileri yapılan yıllar...Totenham Court Road 'ta çökmüş...Sakin ve sessiz bir şekilde ölümünü bekliyor...Oradan yürüyerek Soho içinden geçerek Leicester'a geldim..Soho bile şimdi gizemli havasını gerilerde bırakarak Disneyland olmuş...
Daha önce yazmıştım.Ayşe ile İngiltere'ye gelmemizin en önemli nedeni ,ikimizin de müzikalleri sevmesi...Şimdi bakıyorum eserler 25 . yıllarını kutluyorlar ve yeni bir şey sadece "Ages of Rock" adlı bir müzikal....Leicestar 'da bilet fiyatlarının yarı fiyatına sattıklarını iddia eden bir sürü küçük ayakçı dükkan var..Anladım ki yarın akşam ki bizim Müzikal fiyatları 37.5 Pound'ta kesişiyor ...Biletlerimizi aldım.. Oradan Picadilly Circus'a ...Katillerin cinayet mahallerinden niye ayrılmadıklarını anlıyorum...Bugün yapacak bir şeyim yok ama illa ki eski alış veriş yerlerimi ziyaret etmek istiyorum ...Bir şey alacağımdan değil ...çok şükür bu konuda tüm açlıklar geride kalmış...Önce Aquascutum 'u buldum Regents caddesinde...Sınıf arkadaşım Sabri Regent'e selam olsun...Bu soyadı ile Dış işlerine girmesi çok zor olmuştu ...ama kabahat babası olacak herifte ..Kim oğluna Regent diye bir göbek adı koyar ki ? Her neyse Aquascutum her zaman ki gibi asil ve dünyaya kayıtsız..."İyi şeyler yapıyoruz.... sen paradan haber ver" diye bağırıyor... Oradan Bond Street'te, kareli kumaşı boynuna taktığında, sana sınıf atlatan Burberry mağazasına uğradım...Hala kareli bir şeyler satmağa çalışıyorlar...konu bitince,şimdi kareli kadın ve erkek parfümleri yapmışlar...sürüyorsun başın göğe eriyor...Pekin sokaklarında bizim paramızla 1 TL ye satılan çakma Burberry Kaşkollardan haberleri var mı ? bilemiyorum...Marka-insan ilişkilerini düşünüyorum..içimi kahkahalar kaplıyor...Ben aslında zavallı ve aciz bir yaratığım ama üzerime yapıştırdığım şu küçük işaretle beni nereye koyacağına karar ver diyor Marka'lar...Ona göre sınıflandır beni..
ona göre taptığım ve hakketmediğim saygınlığı göster diyor...Hor görme garibi...
Tekrar Picadilly 'e döndüm..Bizim Kahve Dünyası yüz akı bir mağaza açmış...Müşterisi iyi...
fiyatlarını yakınındaki diğer kahvehaneleri çatlatacak düzeye çekmiş...Çok başarılı..Kutluyorum...Bir brownie yedim...ağzınıza layık...giderseniz ihmal etmeyiniz...
adres şöyle :
http://www.kahvedunyasi.com/en/news/news/kahve-dunyasi-is-in-london
Bu kadar şehir nostaljisi yeter diyerek Otele döndüm...Ayşecik bir kitaba dalmış ben de uyuyayım dedim ..Akşam üstü ailecek yola çıktık ve Oxford Circus civarında Argyll Arms Pub'ına vardık ..
1895 tarihli pub İngiltere'nin en güzel donatılmış barlarından biridir.Üstelik orijinaldir..Savaşta nasılsa bombalanmamış ve içerdeki malzeler halen orijinal...
İçerdeki kesme kristal camlar o dönemde sosyal sınıfları birbirinden ayırmağa yarıyormuş...
Moda ve trendler değişmiş ama buraya pek değmemiş .İşlemeli tavan hala ilk günlerinin ihtişamını saklıyor...Pub ve sokak adını Argyll Dükünden almıştır.Güzel bira keyifleri yaptıktan sonra Queensway' e dönmeğe karar verdik...Tadımıza en uygun lokanta yine Bella Italia ...Yemekten sonra bu kadar içki bizi kesmedi ve bira alemimizi oda da Foster'la takviye
etmeğe karar verdik....Turhan hocam cipsleri kaptı...eğlendik ve bir saatten sonra yattık...
Günün videoları altta ....
http://www.youtube.com/watch?v=6kfjMrN6bvY
http://www.youtube.com/watch?v=o30hNAc1-ew
- comments