GÜN 47, GÜNLERDEN ÇARŞAMBA:
Hava yine inadına güzel..
 Bu Venedik havası bizimle bozmuş...
 Çok güzel bir uyku çekmişim..
Sabah oturduğum yeri güneş basınca, arkada gölgede oturdum.
 Her şeyi göze alarak ,arabayı yıkamaya karar verdim, zira ne zaman aracı yıkasam Murphy abi devreye giriyor ve yağmur yağıyor..
 Bugün ne olursa olsun ....zaten yolcuyuz...
Hem havuz hem de banyo keyiflerimi yaptım...
 Artık yola çıkma zamanı geldi.
 Saat 11.00 gibi çıktık.
 Yakıtımızı fulledim..
 Yunanistan'ın cicim ayları geçti.
 Artık yakıt orada, İtalya'dan pahalı...
Bu sefer ilk defa Venedik'ten biniyoruz gemimize..
 Normal dönüşümüz Trieste üzerinden olurdu.
 Venedik 'ten çıkışı doğrusu biraz yadırgadım ...
 Neyse sıkıntısız Limana girdik..
 Check in ettik ve bizi beklemeye aldılar..
 Fırsattan istifade gölgeye kurulup sandwichlerimizi yedik..
 Oradan bizi gemiye aldılar..
Sırada kadının biri,isviçre şalesi ( abartmıyorum ) caravanı ile karşıya geçmeyi bekliyordu..
Yahu nasıl bir zeka ,hareketli bir isviçre Chalet'si ile seyahat eder ? 
Daha neler göreceğim ?..
 Gemide yerimiz muazzam ...
 Bir Türk kardeşimiz bize yer gösterdi ve bizi biraz kolladı..
 Kollamak demek, yerinizin havadar olması ve her iki kapıdan araca istediğiniz anda girmenize fırsat verecek şekilde park edebilmenizdir...
Gemi çok  büyük ...
Çok lüks ve çok kalabalık..
Havuzu var ama bir detayı atlamışlar,havuzda su yok...
Boş ver , tüm hatunlar bikinileri ile havuz kenarına uzanmışlar ve su ihtiyaçlarını arada bir duş altına girerek karşılıyorlar..
Venedik çıkışımız tek kelime ile muhteşemdi...
O koca gemi nasıl oluyor da sahile bu denli yakın geçiyor..
Zaten kanal dar..
 Ben kaptanın yerine terliyorum..
 Sağdan soldan vızır vızır küçük tekneler geçiyor...
 Güvertede kendime bir sandalye ayarladım bir milyon falan resim çektim...
Akşama kadar oyalandık ve yemek saatini zor bekledik...
 Güzel bir yemekle karnımızı doyurduk...
 Daha sonra ben araca gidip Whisky takviyesi yaptım....
 Ayşecik'le güzel içiyoruz ve kulaklıkla TSM götürüyoruz.... 
Ne var ki Yunanistan'da kıyametler kopuyor ve TV devamlı bizim çok alışık olduğumuz sahneleri gösteriyor..
 Ağzı burnu atkı ile kapalı gençler, polis ve araçların üzerine Molotof Kokteyli atıyorlar..
 TV izlemeyen bir tek ,biz varız...
 Ülkemin terörü bize nasıl kanıksatmış bu sahneleri ? 
 Nasıl duygusuzlaştırmış bizi ? 
 Böyle bir ortamda daha iyi anlıyoruz başımıza gelenleri.....
Aklıma Molotov takılıyor..hazretin mezarı Moskova'da Novodevichy  mezarlığında bulunuyor..
 Nazım Hikmet'le aynı mezarlığı paylaşıyorlar..
 Kaç tane Sovyet Dışişleri bakanını tanıyoruz? 
 Molotov ,nasılsa bu ortalamayı, Finlilerin yarattığı, en fakir fukara terör silahına adını vererek aşmış..
Finliler Sovyet müdahalesinden sonra ,O sırada Dış işleri bakanı olan Molotov'a öfkelerini kendisine bu kokteyli sunarak gösteriyorlarmış..
Nereden nereye ????
Bizler TV ekranında uçuşan Molotov kokteylerine rağmen, whishy-cola 'da ısrar ediyoruz..
Yunan geveze karıları, gece yarısında bile terü taze oturuyorlar..
Biz de bir türlü uyku havasına giremiyoruz..
Ayşe salonda kalacağım diye ısrar edince, ben inip aşağıda arabada uyumayı yeğledim..
Bir bilgi vereyim ...artık Caravanları ile deniz geçenlere araçta geceleme olanakları tanınmaktadır..
Bindiğimiz gemi ,caravanlara elektrik ve su dahi sağlamaktadır..
Yatağıma bir güzel kurulup ,püfür püfür esen rüzgarlar eşliğinde, uykuya daldım..
 
Günün videosunu aşağıda sunuyorum...
you tube adresi  şöyle :
https://www.youtube.com/watch?v=S09lSFUlazE

GÜNÜN ÖZETİ

GÜN KM:15           KUMULATIF KM:6441

ORT HIZ:

MAX HIZ:

TOPLAM SAAT:

SÜRÜŞ SAAT :

YAKIT : 1,37