Profile
Blog
Photos
Videos
GÜN 8 günlerden CUMARTESİ
Vatican'dan sonra hedefimiz Collosseum.
Yani bugün tam anlamıyla "Roma Turisti" olmağa karar verdik.
Flavianus Amfitiyatrosu olarak da bilinen Kolezyum bir arenadır.
Usta bir komutan olan Vespasianus tarafından, M.Ö. 72 yılında yapımına başlandı ve M.S. 80 yılında Titus döneminde tamamlandı.
Daha sonraki değişiklikler, Domitian hükümdarlığı zamanında yapılmıştır.
Yapı, Flavium Hanedanlığı döneminde yapıldığından, orijinal ismi buradan gelir.
İmparatorlar, burada Roma halkını eğlendirmek için ve birazda kendi eğlenceleri içingladyatör dövüşleri düzenlerdi.
Daha sonraları taklitçileri Dünya kupası diye etkinlikler düzenleyecektir ..
Bunlardan başka pek çok halk gösterisi, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar olurdu.
O tarihte dizi film yok,survivor yok tabi... bu nedenle gündemi bu gibi aktivitelerle değiştiriyorlardı.
Kolezyum daha sonra barınma yeri, iş dükkânları, dini kışlalar, taş ocağı, Hristiyan türbesi olarak çeşitli amaçlarla kullanıldı.
Asıl adı Arena iken, sonradan, girişteki etkileyici heykelin adını aldı. 7 Temmuz 2007tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri seçildi.
Günümüzde depremden dolayı, harap vaziyette olmasına ve taşlarının çalınmasına rağmen Kolezyum, Roma İmparatorluğu'nun uzun zamandan beri ikonik sembolü olarak görülür.
Bugün modern Roma'nın en çok turist çeken ikoncanlarından biridir.
Ayrıca Roma Katolik Klisesi ile yakın bağlantıya sahiptir.
Paskalya öncesi Cuma günü Papa amfitiyatroda fener alayı düzenler.
Görüldüğü gibi Roma, bir tarafına Vatican 'ı öte yanda pagan dönemin en ünlü yapıtlarını alarak her türlü müşteriye hizmet sunabiliyor..
İçine girmenize gerek yok.
Parasız olduğu dönemlerde girmiştim.
Fazla bir numara yok ..üstelik kralını tüm holivut filmlerinde yemiş yutmuşsunuzdur.
Dışarıdan birkaç resim yeter..
Aynı yer de, Mohicanların sonu gibi ,antik Romalıların sonunu simgeleyen Constantin Takı var.... onu da unutmayınız…O önemli...
Buradan metromuza binip İspanyol merdivenlerine geldik.
Bugün bedava günü galiba...
İplerini koparıp koparmadıklarını bilmiyorum ama herkes burada .
Artık tadı,tuzu kalmadı, milletin birbirini itip kakıp resim almaya çalıştığı bir yer olmuş.
Turist ,saygı ve hoşgörüsü de kaybolmuş.
Sanki yarın, bu yer ortadan kalkacakmışçasına , millet birbirini hafif dirsekleyerek resim çekmeye çalışıyor.
Daha doğrusu kare tutturmaya çalışıyor ...
Lanet olsun!! diyerek, sevgili mekanımız, Via Condoti' de Cafe Greco' ya vardık.
Geçen yıla oranla turist sayısında hatırı sayılır bir yükseliş var .
Nasılsa içerilerde bir yer bulduk.
Etrafı seyrederek keyifler yapıyoruz.
Soğuk kahvelerimizi ısmarladık ve duvarları zevkle inceledik..
Her gelişimizde biraz daha fazla hayran oluyoruz...
Bu kahve veya Cafe 1760 model olup Roma'nın en eski kahvesidir.Bu tarihe basan tek kahve Venedik' te 1720 model Florian Cafedir ..
Müşterileri arasında Stendhal, Goethe, Bertel Thorvaldsen, Mariano Fortuny, Byron, Franz Liszt, Keats, Henrik Ibsen, Hans Christian Andersen, Felix Mendelssohn, Morrissey, Wagner,Levi, María Zambrano hatta Casanova kahvelerini burada höpürdetmişler , Bugün de İtalya'nın kalbur üstü yazar ,çizer,polikacı ve sanatçıları geleneği sürdürmektedirler .Bu zat ı muhteremler ritüel olarak kahvelerini kapının hemen girişindeki alanda ve ayakta içmeyi tercih ediyormuş..Bizim gibi köylüler müze gezer gibi gezip mutlaka bir yere ilişip içmeyi tercih ediyormuş ..
adresi şöyle :
http://www.anticocaffegreco.eu/index.php
Dedim ya, bugün turist olmaya karar verdik ve Trevi çeşmesine yöneldik.
Kardeşim ortalık kıyamet kaynıyor..
Gözümüzü kararttık ve paramızı havuza attık.
Three değil two coins attık...
Tam o sırada bir adet maganda, ayakkabıları fora edip havuza girmeye teşebbüs edince Kadın İtalyan polisin tepkisi görülmeye değerdi.
Maganda hemen siniverdi
Nakıs teşebbüs…
Maganda, magandadır ülkesinin kıymeti harbiyesi yoktur.
Her ülkeden çıkar, ama saygının eridiği ülke toprakları ,daha çok maganda üretir…
Bizde olsaydı "Ne var be kardeşim" le başlayan bir tartışma olabilirdi.
Kadın Polis ve onu destekleyen uluslararası sağ duyu konuyu çabuk kapattı...
Trevi Çeşmesi (İtalyanca: la Fontana di Trevi, Türkçesi Üçyol Çeşmesi; Aşk Çeşmesiolarak da bilinir),
Roma'da Poli Sarayı'nın bir kenarına Nicolò Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı olarak yapılmış, dünyadaki en ünlü çeşmelerden birisidir.
Üç yolun kavşağında bulunduğu için Trevi adı konulduğu varsayıldığı gibi, üç yeraltı su yolunun bu noktada toplanmasının, bu adın konmasının nedeni olduğu iddiası da vardır.
Trevi Çeşmesinin genel ifadesi, "deniz"dir.
Deniz kabuğu şeklinde bir at arabası,
Arabayı çeken denizden çıkan kanatlı atlar
Ve arabada bulunan mitolojik deniz tanrısı, görünümün konusunu oluşturmaktadır.
Heykel ve mimarî çok güzel bir biçimde kaynaşmıştır. Burada gerçeğini izleme olanağınız yoksa, "çakma " Trevi'yi, Las Vegas ta Ceasar's Palace alt katında izleyebilirsiniz..
Plastikten ama güzel yapmışlar..
Trevi Çeşmesi'nın tarihi, İmparator Augustus döneminde başlar.
Tarih, su arayan askerlere, su kaynağının yerini gösteren bir kızın efsanesine dayanmaktadır.
İmparator Augustus'nun damadı Agrippa, akan suyu Vergine su kemeri ile Pantheon'a kadar ulaştırmıştır.
8. yüzyılda, 12. yüzyılda V. Niccolo tarafından ve 15. yüzyılın ortasında 4. Paolo tarafından restore edilmiştir.
1998'de büyük bir düzenleme geçirmiş, temizlenmiş ve su sistemi de yenilenmiştir.
Artık akşam, yavaş yavaş inmeye başladı yolumuz üzerinde Pantheon'a vardık.
Panteon (Latince Pantheon, Yunanca "tüm tanrıların tapınağı" anlamına gelenPantheon, kelimesinden gelir)
İlk olarak Antik Roma'nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilmiş bir yapıdır. Panteon kavramı bugün içinde meşhur kimselerin gömülü olduğu anıtlar için kullanılır. Tüm Roma yapıları içinde en iyi korunmuş olanı ve muhtemelen de dünyada döneminin en iyi korunmuş binasıdır.
Tarih boyunca hep kullanılmıştır.
Günümüze kalan binanın tasarımı genellikle Trajan'ın mimarı Şamlı Apollodorus'a atfedilir ancak imparator Hadrianus veya onun mimarlarına ait olması muhtemeldir.
7. yüzyıldan bu yana Hıristiyan kilisesi olarak kullanılan Pantheon Roma'daki en eski kubbeli binadır.
Bina ziyaret edildi ve tepesindeki deliğin resimleri çekildi.
Turizm İhmale gelmez ....
Tepeden gelen ışıkla sanatsal fotoğraflar çekme çabaları ziyaretçi kitlesini alıp götürüyor ..
Roket atar boyundaki kameralardan cep telefonlarına kadar boy boy makine ile anı ölümsüzleştirme çabaları veriliyor
Tarihçilerin yaptığı açıklamaya göre, yıllardır araştırılan delik, bir Güneş saati olarak inşa edilmiş.
İmparator özel durumlarda tapınağa girdiğinde, bütün Güneş ışığı üstüne gelecek şekilde ayarlanmış.
Delik, 2000 yıllık, bütün tanrılar adına inşa edilmiş kubbenin dışarıdan ışık alan tek bölmesi...
Uzmanlarca yapılan araştırmalarda, mart ve eylül aylarındaki geceyle gündüzün birbirine eşit olduğu günlerde ayrıca Roma'nın kurulduğu dönem olan 21 Nisan'da, delikten içeri, Güneş ışığı doğrudan giriyor ve tapınağın bütün içini aydınlatıyor. Uzmanlara göre, imparatorun üzerine vuran ışık, daha 'tanrısal' görünmesini sağlıyormuş .
İmaj muhabbeti....O zamanlarda bile bu oyunlar varmış...
Bildiğim kadarı ile aynı numara biz de Veysel Karani türbesinde yapılmış.
Ekinoks ta içeri giren ışık mezarın başını aydınlatırmış.
Sonra aklı evvel biri,restorasyon yapınca bir daha ayar tutmamış.
Pantheon da böyle bir kaygı yok ....ama bizim gibi restorasyoncular da yok ..
Çok şükür..
Bizim restorasyoncuların elinden kurtulabilen bir kaç eser hala Dünya çapında olmak özelliğini sürdürebiliyor
Artık hava karardı ve yemek zamanı yaklaştı .
Seçtiğimiz lokanta, Pantheon'a çok yakın...
Ünlü Machheroni lokantası..
Binada inşaat çalışmaları var .
Bu nedenle görünür her hangi bir tabela yok.
Zar zor bulduk
Şerefsizim 21:30 'a kadar terk edeceğim diye teminatlar vererek..
ve de gülücükler karşılığında dışarıda yer bulduk
Yemek çok güzeldi.
Lokanta adam almıyor.... millet geldikçe geldi .
Bir ara içeri girdim .....yerin altında 3 kata kadar iniliyor.
Dışarıda yemenin bir kez daha mutluluğuna vardık ...
meraklısına adres : http://www.ristorantemaccheroni.com/
Tam 21:30 da söz verdiğimiz üzere masayı terk ettik.
Garsonumuzun gözüne girdik.
Oradan yürüyerek,gerisin geriye Berberini metro istasyonuna geldik.
Cornellia da indik ve bir deha çalışması göstererek,ortada izi belli olmayan otobüs durağını buldum.
Üstüne üstlük gideceğimiz istikametin durağını buldum..
Roma'da en büyük tehlike yanlış yönde beklemektir.
Daha önce ki Roma ziyaretimiz, bunu bize acı bir şekilde öğretmişti.
Kampa döndük .
Ortalık insan kaynıyor ,biz kırmızı ile devam etmeye karar verdik .
Şişemizi bitirip efendi gibi yattık.
Bugün bayağı verimli bir Roma günü oldu.
İkimizde memnunuz ..
Bozuk paralarımızı bile Trevi çeşmesine attık ..daha ne olsun ?
Hiç bir mesariften kaçınmadık bir de günün videosunu yaptık aşağıda duruyor...
Ek bir çalışma ile aynı clipi You Tube ' a koyduk :
http://www.youtube.com/watch?v=V1UNwwLDP74
Roma için daha fazla bilgi isteyenler lütfen 2008 seyahatime bakınız:
http://www.travelpod.com/dashboard/entry/1/1272355680
Şu anda Roma 'da Hava Durumu:
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/www/global/stations/16239.gif'
- comments