GUN 6 GUNLERDEN ÇARŞAMBA
Ludwigshafen'den sıyırdıktan sonra Frankenthal diye bir yere yöneldik.
 Aracımızı güzel bir yere parkedip nihayet trafiğe kapalı bir yolda doğru dürüst bir kasabaya vardığımızı anladık.
 Bu trafiğe kapalı yol buranın İstiklal caddesi ...
 yaklaşık 25 kadar Türk işletmesi en kıral yerleri ya satın almış ya da kiralamış icrai sanat eyliyor .
 Bu vaziyette bu Almanlar bizi nasıl Avrupa birliğine alsın..
 Maazallah bir de alırsa altından donunu alacaklar .
  Bu durumda Angela Merkel İbrahim Erkal'ın şarkısını mırıldanmaz mı..."Kahrolsun aklımdasın ve sen bunun farkındasın"
Frankenthal tarihi 772 yılına kadar uzanıyor.
 16 YY da Hollandalılar dinsel nedenlerle buralara akıyorlar.
 Halı dokuyorlar kuyumculukla uğraşıyorlar ve Frankenthaler Malerschule ("Frankenthal resim okulu")nu kuruyorlar. 
 Daha Sonra ispanyollar ve Fransızlar devreye giriyor.
 Porselen yapımı ile ünlenen kent ,fabrikayı 1800 yılında kapıyor.
 II dünya savaşında yerle bir ediliyor ve şimdi tekrar toparlıyor...
Ayşe ile biraz turladık ve güzel bir meze evi/ lokanta'da öğlen yemeğimizi yedik .
 Bu dükkan kanatlı hayvanlar konusunda derinleşmiş aynı zamanda yemekte veriyor.
Ben dükkanları dolaşırken nerede bıraktığımı hatırlayamadığım şapkamı yenilemek amacıyla bakındım.
 Bir tane buldum ve satın aldım.
 Ayşe 'de çok güzel bir ceket buldu.
 Bu seyahatte havalar çok soğuk değil ama Ayşe üşüyor bu ceket onu sıcak tutabilir.
 Dediğim gibi caddede dolaşırken halkın bir kısmının Alman olduğunu anladık...


Şu anda hava durumu:
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/www/global/stations/10488.gif'