Profile
Blog
Photos
Videos
GÜN 23 ,Günlerden Pazar:
Sabah biraz keyif yaparak, 07:30 da uyandım.
Yıkandım ...traş bilem oldum.
Tüm bakımlarımı yaptım.
Müthiş güneşli ,bulutsuz bir sabah.
Bu arada bir bilgi vermem gerek
Kuzeye tırmandıkça , biz Türklerin, pek alışık olmadıkları bir ortama ulaşıyorsunuz .
Gün ,neredeyse gece yarısına kadar uzuyor
Çok kısa sürede sabah oluyor.
Biz, alışık olmadığımızdan bu durumu yadırgıyoruz.
Fakat el mahküm alışacağız.
Güneşli bir gün dedim...
Nerede dün gece? nerede bu sabah ?
Ayşe geç uyandı, duşunu aldı ben de arabayı yıkadım.
Dünkü yağmurdan sonra bayağı tozluydu.
Buradaki tozlanma düzeyi ile Türkiye'yi karıştırmayınız .
Burada belli belirsiz tozlanırken, aynı konum Türkiye de olsa ,camdan bakınca önünüzü göremezsiniz.
12:00 ye doğru şehre inmeğe karar verdik.
16 no lu trolley ile, STOTİS diye bir gara vardık.
Oradan başka bir otobüse bindik ve merkez olduğunu sandığımız bir yerde indik.
Gerçekten merkezmiş.
Bu Litvanyalılar "Ökküz" yani.
Hiç bir dil bilmiyorlar.
Hadi yabancı dilden vazgeçtik
Vucüt dilini bile bilmekten acizler.
Bir şey sorunca, bön bön yüzüne bakıyorlar.
İndiğimiz sokak oranın ünlü bir caddesi olan Gedimino Prospect'i,yürüyerek bir klisenin önüne geldik.
Bugün pazar ve tatil günü ..
Sokaklardaki kalabalık bizi ürküttü !! )))
İn cin top oynuyor.
Nasıl bir şey bu ?
Fazla turist te yok.
Ehhh bir şey soranların yüzüne, böyle ökküz gibi bakarsanız olacağı budur ...
Meydanda bir cafeye oturduk.
Kahvelerimizi içtik.
İnanmayacaksınız güneş şemsiyeleri var ...tersinden dikilmiş.
Ayşe ile benden başka şaşıran yok...
Bir mana veremedim, ama sonra yağmur başlayınca sebebi hikmetini anladım.
Şemsiyeler göğe çevrilmiş vaziyette...
Bu hali ile yağmuru merkeze doğru toplayarak oradan hızla tahliye edebiliyor.Daha neler göreceğim yarabbi ??..
Bu kahvenin hemen arkasında "Eski şehir" yer alıyor.
Bir şeyler yemeğe karar verdik ve aniden gök indi.
Program böyle ....Sabah güneş öğleden sonra tufan...
Bu kadar kısa bir zamanda, bunları nasıl yaşıyoruz anlayamadım.
Etrafa bakınca kanaatimiz pekişti.
Vilnius halkı bayağı kıro.
Buraya fazla turist gelmemesine şaşmamak gerek.
Yemekten sonra, yağmur altında geriye dönmeğe karar verdik.
Tekrar STOTİS'e yürüdük.
Bize belirtildiği üzere 16 No'lu otobüse bindik.
Otobüs almış başını gidiyor...
Çıktık dağ başlarına.
Beni aldı bir endişe....
Şeytan dürttü...Yolda aniden inmeğe karar verdim.
Niye diye sormayın ?
Otobüste "bindik alamete gidiyoruz kıyamete durumu sezdim".
İndiğimiz yer, tam anlamıyla otoban kıyısında ve kısaca dağ başı..
Bekliyoruz, bekliyoruz ne gelen var ne giden..
Bunu nasıl yaptım ? diye kara kara düşünürken,
Aniden bir uçak inmeğe başladı.
Ayşe nereye iniyor ? diye sorunca, kafamda bir şimşek çaktı ve uyandım.
Haritaya bakınca kesinlikle burada olmamamız gerektiğini ve tekrar STOTİS'e dönmem gerektiğini anladım.
Bu durumda, beklediğimiz otobüs durağı da, dolayısıyla, yanlış istikamette.
Otobanı heyecanlar içinde katedip karşıya geçtik.
Orada biraz bekledikten sonra bizim ünlü 16 No lu otobüs geldi,
Gerisin geriye STOTİS'e vardık yine.
Şimdi sıkı durun.
Binmemiz gereken araç ,kesin 16 No lu ....fakat Otobüs değil Trolleybüs olacakmış.
Lütfen söyler misiniz bana dünyanın hangi dangalak yönetimi, hiç numara kalmamış gibi aynı numarayı farklı istikametlere giden araçlara koyar ?
Tam bir turist cenneti !!!
Dünyanın tüm ülkeleri ,"friendly user" olmak için yırtınırlarken, sen tut aynı numarayı farklı yerlere giden araçlara koy ...
Pes vallaha..
Üstelik hangi ökküz 16 no lu otobüsle 16 no lu trolleybüsü aynı meydandan farklı istikametlere kaldırıyor ???
Bravo vallaha kardeşim....
Turistlerin bu numarayı anlamaları için, müneccim boku yemeleri gerekli.
Ben, bu heriflerin biraz daha gelişmiş olacaklarını tahmin etmiştim ama yanılmışım.
Şimdi bu ülkeye ilk kez geliyorum .
Burası böyleyse, ilerisi nasıl diye bir endişe kapladı beni.
Kampta, Danimarka'lı bir gurubun lideri bizim plakaya taktı.
Efendim, biz Avrupa Birliği'ne üye olmadığımız halde ,nasıl olurda, ilk bakışta Avrupa Birliği üyesi izlenimi veren, kenarında mavi bant olan plakayı kullanır mışız.?
Arkasında, 40-50 kişilk bir goygoycu kafilesi de var .
Herif haşin,ve hesap soruyor...
Derhal üzerine yürüdüm.
Açtım bayramlık ağzımı yumdum gözümü...
Mealen şöyle bir şeyler dedim:
Hayvan bey !!! Avrupa Birliği dediğiniz, Almanya Fransa İngiltere biraz da İtalya'dır.
Siz bu birliğe "dolgu maddesi" olarak alınmış bir ülkesiniz.
Avrupa Birliği kimliğinin arkasına sığınarak, caka yapmak ,ancak sizin gibi ezik uluslar için geçerli bir yaklaşımdır.
Bizim için Avrupa Birliği üyesi olmak o denli önemli değil ama, kafalarının sınırlarını aşamayanlar arasında olmak ta istemiyoruz.
Derin bir sessuzluk....
Bu Danimarkalıların bir güzelliği varsa ,bu kadar sıkı bir giydirişten sonra bizde kesin çıngar çıkar.
Bu 40-50 kişi, bir kişi karşısında, kuyruklarını götlerinin arasına sıkıştırarak ve biraz homurdanarak arkalarını dönüp gittiler.
Hepsi o kadar...
Herif işi gücü bırakmış plaka renklerine takmış yani...
Son bir şey daha...
Herhalde dünyada, 50 kişilik bir topluluğa dayılanacak cesareti bulan ,başka bir millette yoktur diye düşünüyorum.
Vallahi milliyetçi pompalaması değil bu dediğim.
Gözüm hiç bir şeyi görmedi... herif azarlar gibi konuşunca ..
Sanki plakayı ben imal etmişim ???
AB ye gireceğimiz yok ama garip devletim özenirmiş....şekil olsun diye heriflerin plakalarına benzetmiş...bunu da mı yapmasınlar ?
Başlayacağım yani,heriflerin Avrupa Birliği müktesebatından...
Ayşecikle korunaklı bir yere oturduk.... biraz içki biraz yemek ve yatak ...
Hergün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli:...karar sizin ...
http://www.youtube.com/watch?v=Fg5F9ru9-kQ
- comments