Profile
Blog
Photos
Videos
GÜN 03 GÜNLERDEN CUMARTESİ:
Uçurtma büyüklüğünde uçakla, sorunsuz olarak Girit'in Kazancakis hava alanına indik.
Bir hava alanına, bir düşün adamının adının verilmesi beni çok etkiledi.
Kim bu Kazancakis ?
Nikos Kazancakis Kandiye doğumlu, Yunan yazar, şair, siyasetçi ve filozof.
20. yüzyılın en önemli Yunan felsefecisi olduğu ve eserleri yabancı dillere en çok çevrilmiş olan Yunan yazar.
Fakat şu anki şöhretine, 1964 yılında gösterime girmiş olan Michael Cacoyannis'in yönetmiş olduğu, Zorba adlı sinema filmiyle kavuşmuştur.
Bu film, aynı ismi taşıyan kendi kitabından uyarlanmıştır.
Alanın hemen çıkışında ,arabamızı bulduk
Güzel bir salon, salamanje BMW ayırmışlar .
Arabacı olmanın faydalarını, bazen yaşayabiliyoruz.
Hazır gelmişken biraz Girit anlatayım...
Girit Yunanistan'ın 13 idari bölgesinden biridir.
Yunanistan'ın en büyük, Doğu Akdeniz'in Kıbrıs 'tan sonra ikinci büyük, Akdeniz'in beşinci büyük adasıdır.
Girit Ege Denizi'nin güney sınırlarını belirler ve yüzölçümü 8,336 km²'dir.
Adanın uzunluğu 260 km olup, genişliği ise Diyon burnu ile Litinon burnu arasındaki 60 km'lik en geniş mesafeden, doğu ucundaki Yerapetre kıstağında sadece 12 km'lik
bir mesafe arasında değişmektedir.
Girintili çıkıntılı sahil şeridinin toplam uzunluğu, 1,000 km'ye ulaşmaktadır.
Yunanistan ana karasının yaklaşık 160 km güneyinde yer alır.
Girit, Avrupa'nın ilk uygarlıklarından biri hatta temeli sayılan olan Minos krallığına
(yaklaşık MÖ 3000-1400 arası) beşiklik etmiştir.
20 YY başlarında gerçekleşen Knossos ,Phaestos,Malia ve Zakros kazıları muazzam bir uygarlığa ışık tutmuştur..
Ada, Roma ve Doğu Roma İmparatorluğu egemenliklerinden sonra, Arap işgaline uğramış ve 828-961 arasında Abbasiler'e bağlı Hafsiler tarafından yönetilmiştir.
6 Mart 961'de tekrar Doğu Roma egemenliğine girmiştir.
Doğu Roma İmparatorluğu'nun çözülme döneminde Venedikliler tarafından
ele geçirilmiştir.
Girit, 1645'de I. İbrahim saltanatı döneminde Sünbül Ağa hadisesinin tetiklemesi üzerine başlatılan fetihle, Osmanlı idaresine geçmiş, Venedik Cumhuriyeti'nin ada üzerinde 1204'den beri devam eden hakimiyetine böylece son verilmiştir.
Adanın hemen hemen tamamı ve bu arada Hanya (Chania) ve Resmo
(Redymnos) gibi önemli kentler Osmanlı İmparatorluğu tarafından kolaylıkla fethedilmişse de, en büyük merkez olan Kandiye (Heraklion) kalesinin alınması ,aheste beste giderek 24 yıl sürmüş,
Adanın zaptı,1669'da Fazıl Ahmet Paşa tarafından tamamlanabilmiştir.
Adanın Osmanlı hakimiyetine geçişi ile, Venedik Cumhuriyeti 'nin Doğu
Akdeniz'de yüzyıllardır süregelen önemli rolü, son bulmuştur.
Ege Denizi'nde ve Mora'da Venedik hakimiyetinde kalan birkaç küçük ada
ve kale de müteakip yıllarda Osmanlı Devleti tarafından alınmıştır.
Bu durum, Osmanlı fütuhatı açısından, Fatih Sultan Mehmet zamanından beri teker teker alınan Ege adalarının ve kıyı kalelerinin ve nihayet 1571'de Kıbrıs'ın (yine Venedik'ten) alınmasının mantıklı bir uzantısını teşkil etmiştir.
24 yıllık fetih süreci ve hemen sonrasında, ilki Batı Avrupa medeniyeti açısından,
ikincisi de Osmanlı kültür mozaiği bakımından, önem arz eden, iki ilginç gelişme cereyan etmiştir.
Ada halkı 450 yıl süren Venedik yönetimi bünyesinde orijinal bir entelektüel kültür ve zümre yetiştirmiş bulunmaktaydı.
Bu oluşumda, Girit'in antik çağlardan beri muhafaza ettiği özgün benliğin ve 1453 'den sonra Bizans kültür odaklarının artık tarihe karışmalarının veya köklü bir kimlik değişimi yaşamalarının da etkisi olmuştur.
Osmanlı fethi ile birlikte, Venedikli Girit kültürel birikimin temsilcilerinden
bir kısmı, eski idarecileri ile birlikte Batı Avrupa'ya geçmiştir.
Batı Avrupa 'da aydınlanma çağı ruhunu besleyecek olan bu Giritli aydın şahsiyetler arasında en önemlisi İspanyol resim sanatının temel taşlarından biri haline gelecek olan El Greco, veya asıl adıyla Domenikos Theotokopulos'tu.
Aynı dönemde, bir kısım Giritli de doğuya yöneldi.
O dönemde olgunluk çağına ermiş bulunan Osmanlı bürokratik geleneğinin ,düzenli kayıtlarından takip edilebildiği üzere, fethin hemen ardından, Girit yerli halkı arasında bir ihtidâ (İslamiyet’i kabul) süreci yaşanmış.
Osmanlı'nın Venediğe kıyasla, dini inançlara müsamaha ve vergilendirme
konularında ada halkı açısından kurtarıcı kimliğine bürünmüş olduğu, rahatlıkla
iddia edilebilir.
Girit'teki 250 yıllık Osmanlı yönetimi altında bu nüfus, zaman içinde adaya Türk göçleri ile karıştı.
Sonraki yüzyıllarda Girit Türkleri, bir yandan özgün bir kültür geliştirirken, bir yandan da Osmanlı Devleti'ne ve Anadolu'ya geri göçten sonra da Türkiye Cumhuriyeti'ne yönetim, edebiyat, bilim, eğitim alanlarında önemli katkılarda bulundular.
Yakın çağa geldiğimizde, Girit Adası ,İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası
tarafından işgal edildi.
İngiliz birlikleri, 3 Kasım 1940'ta Yunan Hükümeti'nin izni ile Girit'e indi.
Mihver güçleri tarafından ana kara Yunanistan'ın işgali 6 Nisan 1941 tarihinde başladı ve Yunanistan ile birlikte Commonwealth (Birleşik Kırallık )ordularının müdahalelerine rağmen, birkaç hafta içinde bu işgal tamamlandı.
Kral II. Yorgos ve Emmanouil Tsouderos Hükümeti, Atina'dan kaçmak zorunda kalarak 23 Nisan tarihinde Girit'e sığındılar.
Ana kara Yunanistan işgalinden sonra ,Almanya, Girit ve Balkan seferinin son aşamasına geldi. (20 ve 31 Mayıs 1941 tarihleri arasında) on gün süren Nazi Almanyası ve müttefikler (İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya ve Yunanistan) arasındaki sert ve kanlı çatışmaların ardından, Girit adası da Almanya tarafından işgal edildi.
20 Mayıs 1941 sabahı, Girit tarihinin ilk büyük havadan saldırısı başladı.
Üçüncü Reich ,"Mercury Operasyonu" (Girit Muharebesi) kod adıyla Girit'e havadan işgal başlattı.
General Kurt Student komutasındaki 17.000 paraşütçü, Maleme, Heraklion ve Rethymnon olmak üzere hava meydanları ile üç stratejik noktaya indirildiler.
Paraşütçülerin amacı :Kraliyet Donanması ve hala denizleri kontrol eden Yunanistan Donanmasının çökerterek, Ana kara Yunanistan'da ki Luftwaffe (Alman Hava Kuvvetleri ) tarafından helikopterle takviyenin gelişini sağlamak....
Bu amaç için üç havaalanını işgal etmek ve kontrol etmek gerekiyordu...
Girit’in tamamının Akdeniz’den bir havaalanı olduğu düşünülürse ,ülkelerin buraya merak düzeyi anlaşılmaktadır.
Müttefikler, 1 Haziran 1941 tarihinde, Girit adasını tamamen boşalttı.
Alman işgalcilerinin zaferine rağmen, özel eğitimli Alman paraşütçüleri, Müttefik askerler ve yunan sivil direnişçileri, çok ağır kayıplar verdiler.
Adolf Hitler bu yüzden savaşın geri kalanında bu tür büyük ölçekli hava operasyonlarını yasakladı.
Yunanlı kardeşlerimiz,tüm bu mezalime rağmen ,yabancı eserleri okuduğunuzda Osmanlı dönemi hariç, hiç birini işgal olarak saymamaktadırlar.
Almanlar için bile, kol kırılır yen içinde kalır diyorlar ..
Yola devam ediyoruz, fakat MIO adres konusunda yetersiz ...
Girit adasını Akdeniz ortasında bir dikdörtgen gibi düşünürseniz, Başkent Heraklion neredeyse tam olarak ortada yer alıyor biz doğuya Chersonisou yönünde ilerliyoruz.
Sora sora otelimiz Apollon'u bulduk neyse ..
Saat gece yarısını buldu fakat tembihli otelciler bizi bekliyorlardı...
Acilen odalarımıza çıkıp yattık....
- comments