GÜN 15 GÜNLERDEN PERŞEMBE: 

Hanımlar hasta ve mutsuz .
Kahvaltıdan sonra, Salihle, sahilde ev bakalım dedik.
Biraz dönendikten sonra ..Sahilde Nancy Pujol 'un evini bulduk .
Bu ev, benim rezervasyon yapmak istediğim, fakat yer yok gerekçesiyle rezervasyon talebimin reddedildiği bir ev .
Dolayısıyla evi ve özelliklerini biliyorum.
Evin kapısında, Adonis kardeşimiz, bizi fasih bir Türkçe ile karşıladı.
Israrla İspanyolca dert anlatmağa çalışırken ,o, Türkçe den hiç taviz vermedi ..
Efendim bu kardeşimiz, uzun süredir İstanbul da Cihangir de bir lokantada çalışıyormuş.
Nereden nereye ?
Sen bu kadar yol katedip gel ,Guanabo gibi şeytanın kaybolduğu bir kasabada ,Istanbul da kızının oturduğu yerin, arka mahallesinde çalışan ,bir Küba'lı ile tanış..
Neler oluyor hayatta ? 
Yıllık tatili için Guanabo ya gelmiş, eşi ve 2 çocuğu burada oturuyormuş.
Nancy Pujol'un evinde, Kanadalı manitası kalıyormuş 
Onu ziyarete gelmiş.
Nancy Pujol yaklaşık 200 kiloluk ev sahibemiz..
Al takke ver külah, 17 -20 şubat tarihleri arasında evini bize kiralamağa razı oldu.
Dönüp bizim ev sahiplerimizi ayarladık.
Sonra Havana'dan Ulysses'i arayarak, erken gelip gelemiyeceğimizi sorduk ..
Mümkün değil dedi.
Sorun yok ...bir çare bakacağız ama en azından birkaç gün dahi olsa deniz kıyısında oturma şansını bulacağız.
Alışverişe gittik .
Artık yavaş yavaş ne nerede ? ne zaman bulunur ?sorularının uzmanı olduk .
Marketlerde tanınınyoruz ..
"Turco" diye bağırıyorlar .. 
Biz ,Türkler severiz böyle muhabbeti..
Gittiğimiz lokantada, illa ki bir tanış çıkmalı...
At arabacıları, bizden memnun değil ,ama onlarda tanıyor.
Ayşeciğim, öğle vakti ,bize bir menemen patlattı…. üzerine 2 Bucaneros canımı aldı.
Öğleden sonrası, biraz oyun, biraz yazı ile geçti.
Ben kağıt oyunlarında, dünyanın sayılı yeteneksizlerinden biriyim …
Bu tatil sayesinde, Okey'i neredeyse hissetmeyi başardım.
Akşamüstü alemini, havanın çok rüzgarlı olması hasebiyle ,aşağıda, bizim katta kutlayalım dedik.
Cola –Rom gidiyoruz ..
Çok güzel oluyor …
Neşemiz yerinde  
Yemeğe kadar vakit geçirelim dedik ve sessiz sinema oynamağa karar verdik .
Seval bizi defalarca kopardı..
Örneğin: "Sazlı damın Kahpesi" filmini, Ayşe ye anlatırken kahpe 'yi "fahişe" olarak onaylattı.
Salih 'le bakıştık,acaba yanlış filim mi tuttuk diye şüpheye düştük...
Çok neşelendik .
Yemekten sonra ,işin ucunu bırakmadık ve hazır hızımızı almışken ,isim-hayvan-şehir oynamağa karar verdik.
Bu ayrı bir eğlence konusu oldu..
 
Biz ettik siz eylemeyin.
Cuba'ya ailecek giderseniz yanınıza mutlaka bir oyun kağıdı alınız ..aksi halde böyle yaratıcı olmak zorunda kalırsınız.Konu ,ortada sıçan oynamağa kadar uzayabilir..
 
Sonrasında , ister istemez ,Cuba TV nin yayınladığı güreş müsabakaları hayatımızı  renklendirdi.
Salihler evine döndü ama ben dişimi sıkıp 12 :00 ye kadar oturdum ..
Sabahları 04-05 te uyanma zincirini kırmak istiyorum ..
 
Günün Görseli:
Günü toparlayan clipimiz ( müzikli ) :
 https://www.youtube.com/watch?v=izCdrLEZF-Q